Son dönemde şiddetini artıran gerek psikolojik gerekse kitlesel hareketlere karşı mevcut hükümetin yaptıkları ya da daha doğru bir ifade ile yapamadıklarına karşın bizlere çok önemli görevler düşmektedir.
En sonda söyleyeceğimi başta söylemek istiyorum ki bu yaşananlar tamamı ile bop projesinin bir merhalesidir. Bop ile hedeflenen siyasi coğrafyayı oluşturabilmek adına bölgede ki güçlü ve etkin olabilecek devletleri suni ve de okyanus ötesinden yönetilen stk’ların ve güdümlü kalemşörlerin Saros misali ekonomik manipülasyon ustalarının oluşturduğu gündemlerle meşgul edip coğrafya da yaşanan ve de ilerisi için büyük bir tehdit oluşturan oluşumların temelleri gizlenmektedir. Bu söylediklerimi biraz daha açmak gerekirse Rusya öncelikle Ukrayna da turuncu devrim ardından Gürcistan da planlanan kadife devrimlerle köşeye sıkıştırılmak istenmiştir. Diğer yanda İran da aynı şekilde bop planına itiraz edebilecek kararlılığa sahip olduğu düşünülmüş olacak ki, uzun zamandır dünya kamuoyundan dışlanmaya çalışılmaktadır.
Bu durum da bölgenin politik yapısına bakıldığında Bop planı ve uygulayıcıları için önlerinde ki bir diğer engel olan Türkiye içinde bir şeyler planlamadıklarını düşünmek biraz safça olacaktır. Bop un bölge için çizdiği haritadan bakacak olursak duruma Irak’ın kuzeyi Türkiye’nin doğu ve güneydoğusu ile Iranın bir bölümünde oluşturulacak yeni bir devlet israilin ve de hamisi abd nin daha çok işine geleceği de aşikârdır. Abd nin yıllardır ustaca uyguladığı bir taktik olan böl parçala yönet stratejisi artık Türkiye içinde devreye girmeye başlamıştır. Öncelikle milli hassasiyetlerden yoksun bir hükümet oluşturma çabaları, ardından bu hükümet vasıtası ile millete varmış gibi sunulan tozpembe ortam, tabii bu süreç içerisinde iktisadi olarak yaratılan bu ortamdan faydalanılarak yapılan yasal değişiklikler, onur ve karakter zaafları olan yazar aydın ve gazetecileri mevki ödül vb leri ile kandırarak yandaş etme, mankurtlaştırma faaliyetlerinin ardından son perdeden bir önceki sahne tamamlanmış oldu.
Sıra artık hiçbir şekilde saflarına alamadıkları milli olmayana karşı hep şüpheli ve uyanık olan memleketin aydınlarına gelmişti. Plan o kadar kusursuzdu ki sol siyasi yelpazeden gazeteciler kanaat önderleri, sağ taraftan ise geçmişi karanlık olduğu izlenimi yaratan bir takım asker ve bunların yanına biraz da mafya bağlantısı konulduğu zaman halkın tepkisiz kalması sağlanacaktı. Önce darbelerin planlayıcısı sonra tüm faili meçhullerin failleri olacaklardı.
Bu şekilde cezaevlerine konan milli hassasiyetleri yüksek insanların dışarıda ki etkileri azaltılmış olacak dışarıda kalanlara da gözdağı verilecekti. Bu oyunun hemen ardından ülkede kürt Türk çatışmasına zemin hazırlanacak böylelikle ülke içerisindeki gelişmeleri izlemekle meşgul olan kamuoyu iktidarın da baskı ve yönlendirmesiyle kuzey Irak da oluşan ve de oluşacak gelişmeleri göremeyecek ve hatta bu gelişmeleri desteleyecektir. Bu destek de kamuoyuna pkk ile mücadele de kuzey Irak da ki otorite boşluğunu gidermek için yapılmış milli menfaatlere uygun bir hamle olarak yandaş basın tarafından sunulacaktır. Bu oyunun adı da kur kürt devletini kuzey ırak da bitir pkk yı olacaktır. Ama unutulmaması gereken bir şey var ki abd hiçbir zaman elindeki kozu bırakmayacaktır.
Son yıllarda yapılan yasa değişiklikleri kuzey Irak ta ve ülkemizin de topraklarını isteyen, isteyecek bir kürt devleti oluşumunu ülke içerisinde destekleyenlere prim tanımaktadır. Hatta bu değişiklikler bu grupları daha da cesaretlendirmekte, polisimizin, askerimizin ve savcılarımızın ellerini kollarını bağlamaktadır.
Tüm bu yaşananların işaret ettiği gerçek ilerde ülkemizi ve de tüm bu coğrafyada yaşayanları sıkıntı günler beklediğidir. Artık millet uyanmalı haklarına tecavüz edenleri geleceklerine ipotek koyanları sorguya çekmelidir. Bu sorguya tüm yurttaşlar önce kendi vicdanları ile başlamalıdırlar. Artık gençlik uyutulmaktan vazgeçilmeli, milli hassasiyetler geçlere aşılanmalıdır. Siyaset yalanın dolanın rant sağlamanın aracı olmaktan çıkmalı, asli amacı olan ulvi değerlere dönmelidir. Ülke yönetiminde herkese eşit haklar sağlanmalı siyasi partiler, genel başkan partileri olmak yerine milletin ve de milleti için çalışanların partileri olmalıdır.
Siyasi otorite, ister hükümet ister muhalefet olsun, ülkeyi bu yönde bir rotaya sokma konusunda tereddütte kalırlarsa Türk genci Atatürk’ün kendisine miras bıraktıklarını “Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır” …